Vücuttaki kolajen sürekli kendisini yenilemeye çalışsa dahi belli bir süre sonra kolajen kaybı, kolajen üretiminin önüne geçeceğinden dolayı vücutta yaşlılık belirtileri dediğimiz sarkıklar ortaya çıkar. Kadınlarda ortalama 20 yaşından sonra her yıl vücutlarındaki kolajenin %1 ‘ini kaybetmektedir. Menopoz döneminde ise %5 ‘lik bir kayıp meydana gelir. 30 yaşından sonra ise her yıl bu oran %2 ‘ye çıkar.
Derinizin orta alanında bulunan dermiş tabakası kolajen ve elastin liflerinin bulunduğu alandır. Kolajen yıkımıyla birlikte deri altında hyaluronik asit miktarı düşüşe geçer. Bununla birlikte ciltte kuruma gözlenmeye başlar.
Sadece yaşa bağlı olarak değil bir çok farklı etkenden dolayı kolajen yıkımı hızlanabilir bu sebeple düzenli olarak kolajen takviyesi alınmasında fayda vardır.
Kolajen yapımını azaltan faktörler
Kolajen üretimini yavaşlatan tek faktör yaş değildir. Ayrıca;
- Serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stres hasarı.
- İşlenmiş şeker tüketimi nedeniyle yüksek kan şekeri.
- Sigara ve alkol tüketimi.
- Düzenli olarak alınması gereken C vitamini eksikliği.
- Cilt bariyerini çevresel faktörlere karşı yeterince korumamak (soğuk, kimyasallar vs.).
- Yoğun kozmetik kullanımı.
- Uyku bozuklukları.
- Zihinsel ve fiziksel stres nedeniyle artan kortizol vücudumuzun kolajen depolarını hızla tüketebilir.