Cilt Deformasyonu ve Kollajen
Cilt, vücudumuzda en fazla yeri kapladığından dolayı dış etkilere en hızlı ve en çok maruz olan organımızdır. Dış etmenler arasında genetik faktörler, kilo kaybı ve yer çekimi gibi cilt sarkmasının en önemli nedenleri bulunur. Yaş almaya bağlı cildin asıl yapısını oluşturan kollajen zamanla yok olur ve sarkmalar ve ince çizgilerin oluşması kaçınılmaz olur.
Bebeklerin cildinin pembe ve parlak olmasının nedeni sağlam kollajen, elastin ve sağlıklı bir yağ yapısından kaynaklanır. Bu dengenin bozulmaması ya da bozulan yapının yerine tamamlanması sağlıklı bir cilt için önemlidir.
Cildin dermis tabakasının en az %70’ini kollajen oluşturmaktadır. Geriye kalan kısmı ise fibrilin, hyalüronik asit ve elastinler oluşturmaktadır. 30 yaşından itibaren vücutta kollajen üretimi durur. Dışarıdan alınan kollajen ve C vitamini ile azalan kolajen yapısını tekrar oluşturmak mümkündür. Hyalüronik asit vücut tarafından sürekli üretilmektedir. Hyalüronik asit üretimini desteklemek için A, E ve D vitaminlerini dışarıdan ağız yolu ile almak gerekmektedir.
Cilt yapımızda 20-25 yaşından itibaren her yıl %1-2 oranında kollajen kaybı yaşanır. Genç, gergin bir cilde sahip olmak için kollajen yapısını yenileyecek uygulamalar ya da beslenme destekleri almak kaçınılmazdır. Cilt üzerinden yapılan uygulamalar cildin üst tabakasında kalarak uzun vadeli çözümler olmamaktadır. Ayrıca uygulamalar tek bir noktaya yapılabilirken ağız yolu ile alınan kollajen tüm vücut da bulunan cilde faydası olmaktadır. Eller, gıdık ve bacaklar gibi tüm vücuda genel bir fayda sağlamaktadır.
Kilo kaybına bağlı olarak cildin yağ yapısında azalma meydana gelir. Bu nedenle kilo kaybı sırasında da mutlaka bu kaybı yerine koyacak kollajen desteği almak gerekmektedir.
Vücutta oluşan sarkmaları toparlamak için kardiyo içeren hareketlerden çok kas yapısını destekleyen egzersizlerden oluşması önemlidir. Bu nedenle kollajen alımı hem ciltte oluşan kollajen kaybını yerine koymak için hem de kas yapısını destekleyerek kasların güçlenmesi içinde önem taşımaktadır.
Son olarak özellikle belirtmek gerekir ki, aldığınız kollajenlerin yapısı, peptitlenme şekli ve kollajen içeceğinin içerisinde kollajen üretimini destekleyecek vitamin ve minerallerin olması önem taşımaktadır.